Duyurular

Olması gereken işe bağlılık ve iş ahlakı…

Marmaris Yat Yanaşma rıhtımları ile mevcut iskelenin yarısına kadar kırılıp kot düşülerek şehir yol kotuna bağlama inşaat işini çok sevdiğim bir dostum olan Kadem Şimşek ile ortak aldık. Şantiyenin başında ben duruyorum. Dalgıçlık ehliyeti yok ama dalgıç olarak çalıştırdığımız Fahri Gülen diye bir elemanımız var. Efendi, çalışkan ve dürüst bir çocuk. Daha sonra uzun yıllar yanımda çalıştı. Her zaman olduğu gibi su içi kalıplarının yeri bir gün önceden hazırlanmak durumundaydı. Diğer işçiler ve ben ileri uçta su içi betonunu dökerken Fahri ertesi gün kurulacak su içi kalıplarının taban tesviyesini ve tıkamasını yapmak için denize dalmış. Ne var ki dalgıç kompresörünü çalıştıramamış… O da beton kırım ekibini durdurmuş, iskele beton kırımında çalıştırdığımız mazotlu jambak kompresörünün hava hortumunu kendi hava alıp verdiği nargile hortumuna bağlamış ve deniz dibine inmiş çalışıyor. Yaptığı çok ama çok tehlikeli bir sistemdir. Bir ara gezerek iskeleye geldim. Kırımda çalışan işçiler yok. Kompresörün hortumu denize doğru gidiyor. Hortumu sallayarak işaret verdim. Bizim Fahri çıktı. ‘Ölmek mi istiyorsun!’ diye bağırdım. Bana dedi ki ‘Ağabey doğru söylüyorsun ama yarına hazırlık yapmam şarttı.’ İşte o günkü insanın iş ahlakı ve işe bağlılığı bu idi.. Ve bir başka anı… Yine Marmaris Yat Yanaşma rıhtımlar şantiyesindeyiz… Rıhtımın en uç tarafında su içi betonu döküyoruz. (yaklaşık 500m). İskelede de beton kırım ekibi çalışıyor. Kompresörün ve tabancanın çalıştığını duyuyorum. İskeleye doğru bakıyorum. Bizim adamları göremiyorum. Hemen kompresörün yanına geldim. Benim adamlar tabancanın çalışma mandalını da inşaat teli ile bağlamış; tabanca kendi başına çalışıyor. Tabancaya çalışıyor pozisyonunu vermişler. Benim adamlar da kahveye çay içmeye gitmiş… İşte bu da başka bir iş ahlakı! 1978

Share this post